Kernberg, bazi narsisistlerde aşagilik ve guvensizlik duygularinin guclu oldugunu ve asil onemlisi bilincli oldugunu soyluyor (1975; s.229). Degersizlik duygusu oldukca belirgin olan ve ulkemizde de oldukca yaygin bulunan bu narsisist grubu literaturde tedirgin, kirilgan, ince derili (Rosenfeld, 1987; s.274), gizli (Masterson, 1993; s.20) narsisist gibi farkli isimlerle anilir.
Bu hastalar, buyuklenmeci (teshirci) narsisistlerin tersine, terapiye dogrudan degersizlik duygulari ile de gelebilirler. Vamik hocanin soyledigi gibi, onlar pastanin guzel tarafini degil de, sirke dokulmus kismini insanlara gosterirler. Bunlarin bir bolumu mazokistik narsisist grubuna girerler.
Narsisistik organizasyon kiside tahammul edilemez duzeyde olan degersizlik ve guvensizlik duygularina yonelik olarak gelisir, ve "omnipotan nesne" (idealizasyon) ve "grandiyoz kendilik" (teshircilik) tasarimlarindan olusan bir savunma birimi olarak ortaya cikar. Tedirgin narsisistler, bu savunma biriminin "grandiyoz kendilik" tasarimini aktifleyen teshirci narsisistlerden farkli olarak, "omnipotent nesne" tasarimini daha fazla aktiflerler. Tedavide ise, yorumlarla, hastanin kendi orjinal kisiligi sandigi seyin aslinda bu savunma birimini yaşayan bir sahte kendilik oldugu ve bu savunmanin "neye karsi" oldugu gosterilmeye calisilir.
Tedirgin narsisistlerde savunmaci birim bir bicimde "defektif"tir. Yani kisi ile dis dunya arasinda, hatta daha da onemlisi gercek kendiligi ile fenomenal beni arasinda bir perde olusturmakta basarisiz olmustur. Teshircilerde ise gercek kendilik, hasmetli duvarlarin arkasinda iyi korunmustur, dis gozlerden gizlenmistir, aslinda asil onemlisi kisinin kendisinden saklanmistir. Teshirciler, ilerleyen yaşla birlikte giderek buyuyen bir bosluk duygusundan yakinirlar. Iceriye hapsettikleri ve gun isigindan mahrum ettikleri gercek kendiligin iniltileri, hayatin ikinci yarisinda o kalin duvarlarda yankilanarak sesini duyurmaya baslar. Teshirci saskindir. Butun omrunu dis dunyasinin, goruntusunun imarina harcamis, hem kendisini hem de diger insanlari kandirmayi basarmis, ancak tehdit hic beklemedigi bir yerden, iceriden gelmeye baslamistir.
Tedirgin narsisistler ise guvensizlik ve degersizlik duygulariyla basetmeye calisarak gunlerini gecirirler. Sosyal fobik ve sizoid gorunurler. Zaman zaman arka planda duran savunmaci birim onlarda da aktiflenebilir ve degersizlik duygulari büyüklenmeci ve omnipotent fantezilerle yer değiştirir. Bu hastalar narsisist olduklarini kabullenmekte gucluk cekerler. Bilinçdışı omnipotan ve büyüklenmeci fantezileri ancak terapide bir süre sonra ortaya cikar.
Bu kişiler ya ortamini bulunca "tedirgin bir teşhircilik" sergilerler, cogu zaman da onlari teshircilik sergilerken gormek olanaksizdir. Cocukluktaki buyuklenmeci hayallerinin yetiskinlikte de uzun sure devam etmesi ile bu grandiyozitenin izleri bulunabilir.
Bu hastalar hayallerindeki buyuklenmeciligi giderek daha da artan idealizasyon savunmasına donustururler. Cunku grandiyozite, eger kaynasma varsa, bir baskasinda da yasanabilir (Kohut'un "kendilik nesnesi", Masterson'in "omnipotan bir isimadan pay alma"). Unlu bir holdingin koruma gorevlisi tarafindan kontrol edilirken veya unlu bir sanatcinin menajeri ile muhatap olurken, onun kibrinin kaynagi hakkinda dusunursunuz. Kaynastigi nesnenin şaşaasindan, sorgulanamaz ve hakedilmis bir pay alinmistir. Bu biraz da gunese nazaran ayin ukalaligina benzer (basking in the glow of an omnipotent object). Bu kişiler büyüklenmeci benliklerini aynalatmak yerine (cunku cocuklukta bu umitlerini yitirmislerdir) , ötekini idealleştirirler. Bu suretle onun "yüceliğine ve ihtişamına sığınırlar".
Tedirgin narsisistlerde paranoid, hipokondriyak ve şizoid özellikler, teshirci narsisiste gore daha baskindir.
Tedirgin narsisistin ayirtedici ozelligi, kendiliklerine dair olumsuz temsil ve hislerinin bilince cok yakın ve cogu kez de bilinc duzeyinde olmasidir. Nedense narsisistik organizasyonlari bunlari hissetmekten alikoyamamistir. Ilk 18 ayda, kaynasmanin sona ermesini engelleyecek hatalar yapan birincil bakici, daha sonraki donemde de cocugun kabarmalarini aynalamamistir. Teshirci narsistler ise, kabarmalari (sempatik ucuslari) guvenli bir inisle (parasempatik) sonlanmadigindan, hala havadadirlar. Büyüklenmecilik ve benmerkezciliklerin i tedirgin narsisistten farkli olarak cüretkâr ve açıkça ifade ederler. Bunlarin spektral ucuna Gabbard (1989) "sinir tanimaz" narsisist diyor.
Tedirgin narsisistlerin bir bolumu mahcup, çekingen ve içedönük görünseler de kendi iclerinde asikar grandiyoz emeller beslerler, ancak "akillica" davranarak acik teshircilik yapmaz, "caktirmdan" uzun vadede kendisini basarili kilacak projelere yonelirler. Diger bir bolum narsistlerde ise, ya savunmaci birim "daha da defektif" oldugu icin veya cok arkaik olup guncel savunmalar uretmekten uzak oldugu icin, bu narsisistlerin "gundem"inde hicbir narsisistik tedarik barinamaz. Gerceklestirdikleri hiçbir basariyi ustlenemezler. Bu basarilari, uzerlerinde kalamaz, kayip yere duserler. Bunlarin icsel yapisi terapiste guvenmeye karar verirse eger, intrapsisik yapinin sizoid oldugu ortaya cikabilir. Diger durumlarda ise teshis ortada kalir. Cunku hastanin belirsiz transferansini terapist anlayamamistir. Hasta intrapsisik yapisini acamadigi icin terapist de ne şizoid dilemmayi ne de narsisistik incinmeyi yorumlayabilir. Bu tur hastalarin sizoid olma ihtimalleri yuksek. Kernberg bu tur hastalari tedavi edilemeyecek olan % 40'in bir bolumunu olusturuyor. Klasik yorumlamalar ve yuzlestirmeler sizoid hastalari korkutur. Sizoid hasta karsisinda terapistler daha pasif bir konumda kalirlar. Bu tutum hastaya cok ihtiyaci oldugu hareket alanini saglamakla birlikte, tedavi suresini uzatir. Terapist bu pasif tutumun kendi karsi aktariminin eyleme vurumu olup olmadigi konusunda icgoruye sahip olmalidir. En onemli ipucu, Kernberg'in beklediginin aksine, bilincdisi omnipotan hezeyanlarin ve narsisistik buyuklenmeci fantezilerin yuzeye cikmasi (1975; s.229) bir yana, seanslar ilerledikce aynalanma, büyüklenmecilik, idealizasyon gibi temalarin giderek azalmasidir.
Dr. Ahmet Corak
Kaynaklar :
Kernberg, O.F. (1975). Borderline conditions and pathological narcissism. New York: Aronson.
Masterson, J.F. (1993). The Emerging Self: A Developmental, Self, and Object Relations Approach To The Treatment of the Narsisistic Disorder of the Self. Psychology Press. New York: Brunner/Mazel.
Masterson, J.F. (2005). The Personality Disorders Through The Lens of Attachment Theory and the Neurobiologic Development of the Self. Phoenix: Zeig, Tucker & Theisen.
Rosenfeld, H. (1987). Impasse and Interpretation: Therapeutic and Anti-therapeutic Factors in the Psychoanalytic Treatment of Psychotic, Borderline, and Neurotic Patients. London: Tavistock.